hırçın menekşe Üye
Mesaj Sayısı : 40 Yaş : 33 Nerden : istanbul Hobi : müzik dinlemek gezmek Meslek : öğrenci Kayıt tarihi : 13/09/07
Özellikleriniz Foruma Katılım %si:: (100/95)
| Konu: GİTMEK Mİ?--KALMAK MI? Ptsi Eyl. 24 2007, 17:58 | |
| Gideceksin... avuçlarından belli.
Gözlerini bile yakalayamamışken daha, avuçların söylüyor bunu. Eskiden hızlı koşardık, şimdi yürüyemiyoruz bile bir mutluluğa. Sımsıkı tuttuğun ellerimden dökül artık, terlemeden. Kirli bitmesin! Sözcükler düğümleniyor dudaklarında; çözemem, zordur düğümleri çözmek, eğer kolayca atılmışsa. Sessiz bitmesin. Konuş artık! - Ben bir karar verdim?
- Biliyorum, söylemek zorunda değilsin.
- Neden?
- O kararı beni düşünmeden verdiğin için.
- Özür dilerim.
- Dileme, bu senin gitmeni engeller. Kendini suçlu görme, aşk hiç kişiliktir.
- Bunca yaşadığımız şeyin bir anlamı yok muydu?
- Şimdi yok; önce vardı, sonrası yok. Her şey,
yaşandığı anında en güzeldir. Ayrılığın da güzeli olmalı.
Şimdi bu büyüyü, bana açıklama yaparak bozma.
Sana kızmıyorum, seni suçlamıyorum.
Aksine, sen kendini suçluyorsun.
Kendine bu kadar kızma.
- Her şeyi daha da kolaylaştırdığını sanıyorsun; ama böyle konuşunca daha da zor oluyor.
- Susalım o zaman.
- Hayır, başka şeylerden bahset. Benden sonra ne yapacaksın mesela.
- Bunun senin için hâlâ önemli olduğuna şaşırıyorum.
Önce eve gidip, sana ait olanları bir zarfa koymam gerek. Bayağı büyük bir zarf olacak ya da kutuya koyarım en iyisi. Beş yıl uzun bir süre. Beş yıllık aşka beş dakika ayrılık, bu haksızlık değil mi?
- Olsun, hiç olmazsa kavga ederek uzatmıyoruz bu süreyi.
- O da doğru. Ha bir de bana aldığın kazakları koymam lâzım o kutuya; ama şu kış bir geçsin. Başka kazağım yok.
- Kendini bu kadar şartlandırma, onları da koymayıver kutuya. Hem giymezsen, bir anlamı olmaz. Kırmızısı çok güzeldi. Hatırlıyor musun, geçen yıl söküldü diye üzülmüştün, sonra dikmeye kalkarken, iyice yırtmıştın.
- Evet, sen üzülme diye uğraşmıştım...... Böyle şeyler konuşmamalıyız. Her şey daha da zorlaşıyor. Yine de merak ediyorum, sen ne yapacaksın?
- Önce bir kuaföre giderim herhalde. Sonra da kendime bir kedi alırım. Yalnızlığa alışmak için bir de kedi lâzım. Sen sevmezsin kedileri, ama nasıl olsa sen olmayacaksın.
- Sanki sadece kedi alabilmen için ayrılıyoruz birbirimizden. Benim yerimi hiçbir şey tutmayacak biliyorsun. Ben de biliyorum, senin yerini hiçbir şey tutmayacak. Zamanla başka bir yer daha açacağız yüreğimizde, işte oraya kedini koyacaksın. Onu severken, ağlayacaksın. Beni düşüneceksin ilk başlarda. Çevreni yeni erkekler saracak, bilirsin öyle erkeklerden hep tiksinmişimdir. Sonra birini bana benzeteceksin, ilgi duyacak, beni arayacaksın onda. Bulamadığında kahrolacaksın. Beş yıldır alıştığın sözler, tepkiler, şiirler... hiçbiri olmayacak artık. Beş yıl, bazıları buna ‘ömür’ diyor. Fakat emin ol, unutacaksın. Bana da aynı şeyler olacak belki, yatağa alışmak zor olacak ilk başta. Ardından çay bardakları teke düşecek, tavla hiç oynanmayacak. Balkondaki çiçekleri almazsan, onlar da ölecek. Ayrılığın gerektirdiği tüm sancıları yaşayacağız işte.
- Gece üstünü kim örtecek şimdi, deli gibi yatıyorsun, üşütüp hasta olma sakın.
- Düzelirim, ilaçlarını almadın değil mi? Onları bana bırak, isimlerini bile doğru dürüst bilmiyorum, bir daha alamam. Çocuk gibi senden isterdim hep. Bak buna da alışmak zor olacak. Belki annemi çağırırım, o bana bakar.
- Öylesi daha iyi, şimdi yanlış ilaç alırsın sen. Annen de çok kızacak bana.
- Yanımda olduğun zaman da kızıyordu zaten. Anneler oğullarını kıskanırlar. Boş ver, takma kafana. Hakkında kötü şeyler söylemem.
- Sağ ol bitanem.... ah! Buna da alışmak zor olacak galiba.
- Kedine dersin olur biter. Sakın benim ismimi verme ona, bozuşuruz.
- Vermem, merak etme.
- Hadi git artık, konuştukça, hiç bitmemiş gibi geliyor bana.
- Tamam, gidiyorum. Çok sevdiğin dizeler geldi aklıma. Hani Attila İlhan’ın “ayrılık da sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili.”
- Bunu yapma, anlamını bozuyor şu durumun. Daha fazla üzmeden, üzülmeden, yeni bir hayata iki adım kalmışken bunu yapma. Bir ay, bilemedin iki ay böyle şeyler okuyacağız zaten. Sana son bir soru sorabilir miyim?
- Elbette...
- Biz neden ayrılıyoruz? Şimdi soracak arkadaşlar; ne diyeceğiz?
- Öyle istedik deriz.
- Öyle mi istedik?
- ........
- Tamam... tamam... öyle deriz. Yalan mı yok, uydururuz bir şeyler. Hadi artık.
- Kendine iyi bakacaksın, söz ver.
- Söz, sen de söz ver.
- Söz, seni son kez öpebilir miyim?
- Yanaktan olsun, diğeri fazla gelir bana.
Ölüm sıcak bir şeymiş. Her dudak aynı tadı mı verir? Her ayrılık aynı ölüm müdür? Birini unutmak, tüm unutmalarla eşit değerde midir? Eşit mi biter aşk?
İnsan eşit parçaya mı bölünür, bölüştürülür?
İki şey var bildiğim, öğrendiğim:
Bir aşka tek kişi yetemiyor.
Sıfırdan başlamak mümkün değil; sıfırda biter insan.
Sen de git, ne çıkar dönüp de son kez bakmandan?
Bir şiir, bir acı, bir ömür ... çok şey çıkar; yine de bakma. Henüz kırılmadı umudum, eğer bakarsan koşacağım sana, sıfıra dönmeyelim diye...
Ne olur bak....
| |
|
Alone Başkan
Mesaj Sayısı : 2856 Nerden : A_n_t_a_l_y_A Hobi : Müzik Meslek : Öğrenci Kayıt tarihi : 03/08/07
Özellikleriniz Foruma Katılım %si:: (100/100)
| Konu: Geri: GİTMEK Mİ?--KALMAK MI? Ptsi Eyl. 24 2007, 18:29 | |
| | |
|
mazlum Özel Üye
Mesaj Sayısı : 1193 Yaş : 32 Nerden : ANTALYA Hobi : Futbol Basketbol Pc oyunu Meslek : ögrenci Kayıt tarihi : 07/08/07
Özellikleriniz Foruma Katılım %si:: (100/95)
| Konu: Geri: GİTMEK Mİ?--KALMAK MI? Ptsi Eyl. 24 2007, 21:14 | |
| | |
|